24 Mart 2016 Perşembe

Cenk Tosun Hayırlı Olsun, Euro 2016'nın Santraforunu Kazandık


Milli Takım adına en büyük soru işareti santrafor konusuydu ki çıkan devşirme muhabbeti de bunun üzerineydi. Yine yazıyorum, devşirmeye sporcuya karşıyım, her şey başarı değil ki başarısızlığı da bizim çocuklarımızla yaşayalım. Mevzu bu değil, devşirme açılımı mı daha önce de yazdım, yine yazabilirim.

Dediğim gibi, asıl soru santrafor konusundaydı. Burak Yılmaz sakat, belli ki bu sakatlık maalesef onun yakasından düşmeyecek. Haliyle bu sezonu da verimli geçmedi, geçmiyor. Ama bir şekilde takımda olacak, ihtiyaç var. Fatih Terim'in Mehmet Batdal, Emre Güral ve Muhammet Demir gibi isimleri düşünmediğini gördük. Kazanım Cenk Tosun'dan kaynaklı.

İsveç karşısında bunun cevabını bulduk, bu ülkenin birinci santraforu Cenk Tosun, en azından mevcut şartlarda. Beşiktaş'ta Mario Gomez'in arkasında olabilir ki bu kendisi için handikap da değil, bence avantaj. Gelişiminde bu rekabetin katkısı olduğunu düşünüyorum ve Cenk Tosun sonradan da girse her maç oynayan, sahada kaldığı sürede de gol ortalaması yüksek bir isim. Milli Takım'ı da Euro 2016'da taşıyabilir, ben inanıyorum. Bu yüzden de İsveç karşısında en büyük kazanım kendisi, Euro 2016'da santraforumuzu bulmuş olduk.

Fatih Terim'in de dediği gibi Milli Takım olgusu gelişiyor. Yüzüne bakılmayan, yine mi Milli maç modunda izlenen ve insanların bütünleşemediği bir takımdan herkesin heyecanlandığı, keyif aldığı ve bir olduğu bir Milli Takım'a doğru gidiyoruz. En önemlisi de bu zaten. 

Maça dönersek, orjinal stopersiz oynadık, bu anlamda denemeler var. Ömer Toprak, Serdar Aziz ve Ersan Gülüm gibi isimlerin yokluğunda Mehmet Topal stoper oynadı ki müthiş de bir performanstı. Hakan Balta'nın sakatlandığında oyuna giren Ahmet Çalık da iyi bir alternatif olduğunu kanıtladı. Yediğimiz gol duran top, bir Türk genetiği ama çok fazla pozisyon da verdik diyemem, oyunun genelinde savunmamız, mücadelemiz fazlasıyla iyiydi.

Selçuk İnan, Ozan Tufan ve Oğuzhan Özyakup. Doğru bir orta saha kurgusu ve doğru yerde oynayan Selçuk İnan'ın yarattığı fark. Hatta doğru oyuncularla birlikte oynayan diyeyim. Böyle daha ekonomik ve geriden oyunu müthiş okuyor, defansif sezgisiyle de fark yaratabiliyor. Galatasaray'da ise tam tersi, orta sahada her şey Selçuk İnan'dan bekleniyor. Eski temposu yok, haliyle de ne hücumda ne savunmada nefesi yetiyor. Oyunun iki yanını da oynayan üç orta sahayla oynadığımızda hücumda da savunmada da mücadele düşmüyor.

Hazırlık maçı neticede, İsveç önemli bir rakip ama İbrahimoviç'siz oynadılar, bu daha önemli. Önde bastığımız, mücadele gücünü yüksek tuttuğumuz dakikalarda da top yüzde 60 bizdeydi, düştüğümüz dakikalarda golü yedik zaten. Yorgunluk doğal, tempoyla oynuyoruz. Arda Turan'ı Barcelona'daki görüntüsünün aksine kanatlarda izledik, Volkan Şen açık alanda etkiliydi, özellikle 2. yarıda 2. gole en çok yaklaşan isimdi ama yoruldu. Organize anlamda çok fazla pozisyon yaratabildik diyemem ama Cenk Tosun uzun İsveç stoperleri arasında iyi boğuştu, bu da takımı hücumda tutan etmenlerden biri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir