2 Mart 2016 Çarşamba

Pas Oyunu Diye Bir Şey Vardı, Galatasaray 1-1 Akhisar Belediyespor


Orhan Atik'den köklü değişiklikler beklemiyordum, hatta çıkardığı 11'i büyük oranda beğendim. Galatasaray'ı özüne döndürmeye çalıştığını gördük, yani pas oyununa. Hamza Hamzaoğlu'nun bu sezonunda pas oyununu iyi yapıyorduk, takım savunması anlamında sorunlar vardı ama en azından hücumu iyi bir Galatasaray izliyorduk. Mustafa Denizli ise takım savunmasını güçlendireceğim diyerek takımın ezberini bozdu ve 5-6 stoper denemeye kadar ilerletti işini derken pas oyunundan uzaklaşan ve başarısız olan bir Galatasaray vardı.

Bilal Kısa & Selçuk İnan orta sahasına dönüş buna işaret. Donk ile pas oyunu olmuyordu, Bilal Kısa'nın işin içine girmesi pas oyununu da getirdiği gibi ilk yarıda Sneijder'in de bu kadar etkin olmasının nedenlerindendi. Çünkü pas yapabileceği, alıp verebileceği isimler var. Diğer artı da 8 numara rolünde Bilal Kısa'nın, 6 numara rolünde Selçuk İnan'ın olması. Selçuk İnan'ın temposunu kaybettiğinden, belinin dönmediğinden söz ederken, regista rolüne evrilmesi onun kariyeri adına daha doğru bir hareket olacaktır.

İlk yarıda da iyi bir Galatasaray izledik. Yüzde 60'ın üzerinde topa sahip olma oranı olan, pas yapan, pozisyonlar bulan bir takım vardı ki ilk yarıda bu iş bitebilirdi ama çok kaçırdık. Akhisar'ın ilk yarıda etkisinden bahsedemeyiz, duran toplarda etkili oldular ve 2. yarının başında yine bir duran toptan gelen gol sonrası (Galatasaray'ın bitmeyen sorunu) işin rengi değişti, bir anda maça hakim olan taraf onlar oldu.

Rodallega üstün bir futbolcu. Hızlı, havadan da etkili, iyi bitirici. Akhisar da onun üzerinden çok doğru oynuyor ve Bilal Kısa & Donk değişikliği sonrasında pas ritmi bozulan Galatasaray'ın rakip yarı alanda çok top kaptırdığına ve rakibin hızlı gelip etkili olduğuna şahit olduk. İnanılmaz goller kaçırdılar, Muslera, Denayer ve Sabri Sarıoğlu'nun akıl almaz hareketlerine şahit olduk. İlk yarıda bu kadar iyi oynarken ikinci yarıda böyle düşmenin açıklaması olamaz. Büyük avantaj elde etmişken neredeyse tur elden gidiyordu, bu açıklanamazdı.

Galatasaray'da öyle bir kadro yapısı var ki, Bilal Kısa takımın olmazsa olmazı (bana göre). O oyundan çıktığında Galatasaray tüm benliğini yitirdi ve Mustafa Denizli bu futbolcuyu düşünmedi bile. Bilal Kısa'ya muhtaç olmak kadronun büyük zafiyeti ama bu adamın da hakkını vermek zorundayız. Bugün şaşırdığım performanslar da var tabii, Umut Bulut gibi. Yasin Öztekin de oyunun genelinde kötüydü ama varlık gösterdiği anlar var. Onu dahi unutmuş, çalım atamaz durumdaydı. Keşke Emre Çolak daha önce girebilseydi, pas oyununun biraz daha dibine vurmak anlamında.

Avrupa Kupalarına katılım hakkı elde etmemiz gerekiyor, bunun için de Türkiye Kupası en önemli unsur. Gelecek haftalarda da en önemli maçlarımızı bu kupada oynayacağız..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir