21 Nisan 2016 Perşembe

Akıllardaki İsim Her Zor Durumda Olduğu Gibi "Hagi"


Bana sorarsanız Galatasaray'ın en güçlü teknik direktör adayı Hagi. Duyum değil, tahminim o yönde. Bu yönetim daha iyi bir isimle anlaşabilir mi derseniz belki Lucescu derim, o da Lucescu'ya biat gerektiriyor. Lucescu diyor ki; "2 sene daha teknik direktörlük yaparım, sonra sportif direktörlüğe geçerim ve oğlum Razvan Lucescu takımın teknik direktörü olur". Böyle bir hayali var, bu hayali kabul edebilecek her takımın da başına geçebilir. Galatasaray bunu kabul eder mi dersek, mevcut yönetimin hayır diyeceğini düşünmüyorum. Favre misali toplara ise hiç girmiyorum bile.

Hagi'ye dönelim. Onu 3 dönem halinde konuşabiliriz. İlk Galatasaray kariyeri, ikinci Galatasaray kariyeri ve Viitorul günleri. Genel anlamda bakınca iki dönemi bence başarılı, aradaki ikinci Galatasaray dönemi ise facia. Ama bir konuda hakkını verelim, "ne zaman Galatasaray kötü durumda ben buradayım" der, yine kötü durumdayız. Göreve gelmesi durumunda da en zorlu Galatasaray sınavını vermiş olacak.

İlk Galatasaray döneminden başlayayım. 2003-2004 sezonunda Fatih Terim'in yerine göreve gelmişti ve kurulu, başarısız olmuş bir düzen vardı. 1.5 sezondan kaynaklı girişilen transfer harekatlarıyla da kulübün kasası boşalmış, maddi anlamda zor günler. Kadro kalitesini yazmıyorum bile, kadronun içi boşalmış durumda. O sezona Bursaspor'la başlamıştı Hagi ve kötü bir dönemdi onun adına, aynı sezon Galatasaray'ın başına geçmesi ise onun futbolculuk dönemine duyulan saygı.


2003-2004 sezonu üzerine konuşacak çok şey yok, takım bir şekilde sezonu tamamladı, zaten ortada bir hedef de yoktu. Asıl sınav 2004-2005 ve bence başarıyla geçmiş bir sınav. Dediğim gibi, maddi imkan yok, 1.5 sezon yaptığınız hamleleri yapamıyorsunuz. Kadro ise enkaz halde, ortada iyi de bir malzeme yok. Hagi ise teknik direktörlük için genç, ilk zamanları sayılır. Takım içerisinde eski takım arkadaşları da vardı, otorite kurmanız da zor ama o kadroya yapılan 3-4 hamleyle iyi iş çıkarıldı bence. Song, Tomas ve Conceicao. Devre arasında ise Ribery ve Hasan Kabze. Saidou, Hakan Yakın gibi isimlere çok şans vermediği için yazmıyorum bile ama maddiyatı düşük adımlardı, inandığı isimlerden de katkı aldı.

Mondragon
Cihan Song Tomas Orhan Ak
H.Şaş Conceicao Ergün Ribery
Necati H.Şükür

Cihan Haspolatlı ve Orhan Ak'ı yıllarca eleştirdik ama bu isimlerin asıl pozisyonları bu bile değildi. Orhan Ak stoperdi bek oynatıldı, Cihan Haspolatlı jokerdi, birçok pozisyonda oynardı ama Hagi dönemi sağ bek oldu ve bu adamlar Milli Takım'a da yükseldi. Conceicao & Ergün orta saha göbeği, bu hatla başarı sağlamak gerçekten büyük olay. Necati Ateş'den bir yıldız doğdu mesela, büyük oynadı, Song & Tomas'dan iyi bir ikili doğdu. 

Şampiyon olamadık o sezon ama şampiyonluk yarışı verdik, Türkiye Kupası'nı kaldırdık. Sezonun kırılma anları var, o anlarda da Hagi yetmedi, büyük hatalar yaptı. İçeride kaybedilen Trabzonspor ve Gençlerbirliği maçları gibi. Hakan Şükür'ün oyundan çıkıp Cafercan Aksu'nun girmesi, kupa finalinde Ribery'nin oyundan alınması ve tarihi farkın engellenmesi gibi. Bu kadroyla şampiyon dahi olunabilirdi ama kırılma noktalarında Hagi hata yaptı ama bu kadroyu da başkası şampiyonluk potasında tutamayabilirdi. Fatih Terim mesela, bir önceki sezon yapamamıştı.


Gelelim ikinci döneme. Facia olduğuna ben de katılıyorum, çünkü Hagi'yle birlikte ciddi anlamda ilk kez transfer yapıldı. 2010-2011 kadrosu da iyi sayılmazdı, sezon başında felaket bir transfer dönemi ve Rijkaard'ın başarısız olması adına tüm şartlar hazırlandı. Ama o zaman hedef vardı, 2003-2004'e benzemiyor. Ligde yukarıya tutunabilirdik, Türkiye Kupası da vardı. Ayrıca TT Arena'ya geçiş sezonu derken hedefler vardı ama hayal kırıklığı oldu.

O sezona yönelik bir kadro çıkaramıyorum, karışık oynadık, kimin nerede ne zaman şans bulduğunu akıllarda tutmak zor. Cana'dan stoper, Neill, Hakan Balta ve Sabri Sarıoğlu'ndan orta saha hamleleri misali. Misimovic olayına girmiyorum bile, büyük bir futbolcuyu hiç uğruna kaybettik. Eldeki malzeme kötüydü ama 2003-2004'e oranla da yıldız isimler vardı, hedef doğrultusunda iyi işler yapılabilirdi ama başaramadı.

Fenerbahçe deplasmanında alınan 0-0 kalır akıllarda;

Aykut
Sabri Neill Servet H.Balta
Elano M.Sarp Cana Ayhan Misimovic
Pino

Böyle bir 11 vardı, maçtan 3-4 gün önce göreve geldiği de düşünülürse büyük iş çıkarmıştı. En iyi deplasman oyunlarından biriydi, akıllarda Pino kalacak. O sezon Pino'yu sıklıkla forvette kullandı, maalesef Baros, Kewell ve Arda gibi isimleri sakatlıklar yüzünden çok fazla değerlendiremedik. Bu da Hagi'nin bir handikapı olabilirdi ama oynanan futbol, alınan sonuçlar itibariyle de sınıfta kalmıştık.

Ara transfer dönemi ise en çok konuşulan konu. 5.5 milyon avro'ya gelen Stancu gibi ya da Galatasaray tarihinin en fiyasko kalecilerinden Zapata. Culio ve Kazım'ın etki ettiğini düşünüyorum, bir de Yekta Kurtuluş'u sayalım. İyi para harcandı ama aynı oranda geri dönüş olmadığı için hayal kırıklığı. Transferde Romanya dışına çıkılamaması ise diğer nokta. 

Son maçı da yine bir Fenerbahçe maçıydı, içeride 1-2 kaybettiğimiz. Kaybetmeyi hak ettik diyemem ama bu skor Hagi adına isyan noktasıydı.

Zapata
Neill G.Zan Servet H.Balta
Cana Yekta Culio
Kazım Baros Stancu


Üçüncü dönem ise FC Viitorul Constanta. Yani Hagi'nin kurduğu futbol akademisi. 2009 yılında kurdu, bugünlere kadar getirdi. Romanya futboluna yön veren işlerden biri oldu diyebiliriz, çıkardığı futbolcuların yanında takımı da en alt liglerden birinci lige kadar yükseltti, hatta zirve yarışının dahi içerisine soktu. Ustalık eseri bir iş, büyük bir proje. Hagi bu konuda çok başarılı oldu, bana sorarsanız teknik direktörlüğü de, futbol yönetimi de bir o kadar gelişti, ilerledi. Kendi kurduğu projeyle iyi işler başardı, başarmaya da devam edecektir ama kendisini teknik direktörlükten aldı. Belli ki ufukta yeni bir takımda teknik direktörlük yapma isteği var, projesinde taşlar yerine oturdu ve yeniden kafasını Avrupa'ya kaldırıyor.

Asıl soru geliyor, Hagi gelmeli mi gelmemeli mi? Duygusal yönden bile baksak iki tane cevap var, bu anlamda zor. Biz yine gerçekçi bakmaya çalışalım ama ben duygusal insanım. Hagi'nin taraftardan tepki yemesini kaldıramam gibi geliyor ama Hagi ne zaman bu takımın teknik direktörü olursa "Hagi geldi" der, yüzüm güler. Hagi yani o, başkası değil.


Dediğim gibi, iki Galatasaray dönemi var. Birincisi başarılı, ikincisi fiyasko. Şu an ortam ise 2003-2004 sonrasına benzer. Enkaz bir görüntü, maddi anlamda yaşanan sıkıntılar ama değişmesi gereken şeyler var. Eldeki malzemeden maksimum almak lazım, yapılacak takviyelerde de nokta atışı gerekli. Hagi'nin transfer konusunda başarılı olduğunu düşünmüyorum, mutlaka bir sportif direktör, yani futbol aklı gerekecek. Ama ona verilecek malzemeden de iyi iş çıkarabilir, 2004-2005 benim için önemli bir kıstas. Nedeni de hemen hemen şartların aynı olması.

Viitorul'da yaptıklarıyla ise doğru proje sonrasında neler yapabileceğini gösterdi. Bugün geldi, hemen şampiyonluk bekleyelim beklentisi hata. Plan, proje gerekli ve fazlasıyla sabır. Hagi'ye inanmak isterim, bence yapar ama yukarıda yazdığım gibi, doğru futbol aklı şart. Transfer konusu önemli ama Hagi'nin de son Galatasaray döneminden bu yana gelişim sağladığına inanıyorum.

Galatasaray ne zaman zor duruma düşse Hagi'ye sarılıyor, o da şu ana kadar reddetmedi. Tek isteği sezonun ortasında gelmemekti, şartlar oluşuyor. 2003-2004 ve 2010-2011 sezonları zordu, onun adına da tecrübe oldu ki sezon başında takımı eline almak istiyor. Bu sezon içerisine Rubin Kazan onun için yıllık 4 milyon avro önermişti ama kabul etmedi, teklif de var ama Galatasaray işin içerisine girerse renk değişir. Hagi'yi sadece 2010-2011 sezonu üzerinden değerlendirmek ise ezberciliktir..

1 yorum:

  1. Hagi deyince aklıma müthiş bir zeka geliyor. ama onun bu futbol zekasını tamamen yansıtmasını engelleyen bir sabırsızlığı var futbolcuyken de boyleydı ama oyununa pek etkı etmıyordu. teknık adamlık karıyerınde bu sabırsızlıkları ona buyuk tecrube kazandırmış olabılır. senin kadar yakından takıp etmedım .Teknık adamlık karıyerınde en ıyı hatırldıgım şey ise fenerbahce maclarında futbolculara aşıladıgı muthıs hırs. hagi belki hamlık noktasından geçmiş pişmiş olabılır. ama bu yonetımle ne kadar başarılı olabılır düşünmek lazım.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir