18 Nisan 2016 Pazartesi

Fark Eto'o Kadar, Antalyaspor 4-2 Galatasaray


Biraz kafa dinlemek istedim, 2 gün de olsa uzak kalmaya, fazla yazmamaya çalıştım. Antalyaspor maçındaki görüntü ilk değildi, geçmiş haftalarda çok izlemiştik. Kalan 5 hafta adına da son olmaz, yine görürüz de takımın düştüğü şu durum benim içimi acıtıyor. Kötü olanın, yönetemeyenin, camiayı şu duruma düşürenlerin gitmemesi. Tarihin en kötü Galatasaray'ını izliyoruz, ötesi var mı?

Antalyaspor maçına bakalım, çok fazla taktik teknik konularına girmemek gerekiyor ama biz yine de bakmayı deneyelim. Riekerink kafasında bir şablon yaratmış, onun üzerinden devam ediyor. Emre Çolak ısrarı, Podolski'yi forvette kullanması gibi. Daha önce bizlerin de yazıp çizdiği noktalar ama iş işten geçtikten sonra fayda etmeyecek adımlar. Bu yüzden Riekerink'e suç bulamıyorum, adamın asıl görevi bu olmadığı gibi eldeki malzemeyle de yeni şeyler denemek istiyor ama olmuyor. Hataları var mı, hem de fazlasıyla ama malzeme bu, yeterliliği de maalesef.

Galatasaray'ın en büyük sıkıntısı takım savunması, bu takım iyi gidiyorken de sorundu, şimdi de sorun. Stopere Denayer'i koyduğumuzda ekstra çabasını görüyoruz, savunmada bile bireysel hareketler bizi ayakta tutabiliyor ki bu maçta Denayer de yoktu. Selçuk İnan, Sneijder gibi isimlerin yokluğunda da oyun aklı kayboldu derken karambol bir maç oynadık aslında. Antalyaspor'un da iyi bir savunma hattı yok ama Eto'o gibi bir akılları var. Galatasaray 2 gol attı, daha da atabilirdi, Antalyaspor 4 gol attı, daha da atabilirdi. Farkı Eto'o belirledi (eliyle attığı gol bu kalitede bir isme yakışmadıysa bile).

Haftalardır kazanamıyoruz, kazanamamak artık bir alışkanlık. Bu geçen haftalarda da performans anlamında düşen isimler izledik, takımın önceki haftalarda gol yükünü çeken isim olan Podolski'nin kaybolması gibi. Antalyaspor karşısında hareketliydi, attığı gol bireysel katkısı, 2-2'yken karşı karşıya kaçırdığı ise kırılma noktası. Podolski hareketlendi ama forvette olmadığını gördük, kanatta kullanmak zorundayız. Maalesef bu konuda ben de yanıldım. Umut Bulut da hareketlendirdi oyunu aslında, kalan haftalarda bu mecburi.

Donk konusuna girmeyelim, maçı Antalyaspor'a kazandıran isim. Yediği sarı kartın gazıyla 1 dakika içerisinde direkt kırmızı kart yiyen, bunu çok doğal karşılayan bir futbolcu. İlk yarıda iyi oynadı demiştim ama ilk yarı ile ikinci yarı arasında ancak bu kadar düşüş yaşanır. Kırmızı kart yemesi de değil, pas hataları, ortaya koyamadığı direnç. Bu haftalarda Bilal Kısa'yı da kaybediyoruz, aldığı aşırı sorumluluk onu kaybetti. Görüyoruz ki maalesef iki tek bir tane futbolcu sayamıyorum. Bu durumda ne galibiyeti?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir