4 Nisan 2016 Pazartesi

Podolski'nin Galatasaray'da Dünü ve Bugünü


Can sıkıntısı, bu sezon Galatasaray'ın oynadığı maçların özetlerini tekrar izledim. Özellikle de Galatasaray'ın kazandığı zamanlardaki görüntüye daha dikkatli baktım. O da Hamza Hamzaoğlu dönemine denk geliyor ama mevzu Hamza Hoca değil de Podolski.

Podolski'yi severim, yıllarca da Galatasaray'a bekledim, transferi sonrasında da son derece mutlu oldum. Futbol yeteneklerinden ziyade karakteriyle Galatasaray'a çok yakışacağını düşünüyordum ki benim gözümde başarısız olma ihtimali de yoktu. Köln'de bulduğu ortamı bulacaktı Galatasaray'da ve bulduğunu da düşünüyorum.

Sezona da iyi başladı zaten, Galatasaray'ın gol yükünü çeken isimdi. Bunu da yaparken sağ tarafta oynamaya çalışarak geçen bir zamandan bahsediyoruz, kendisi için bir ilk. Biz Podolski'yi sol kanatta oynadığı futbolla biliyoruz ya da çift forvetin serbest adam rolünde. Sağ taraf kendisi için ilkti, bu pozisyona alışma zamanı olacak diye beklerken alıştı, en azından attığı gollerden ödün vermedi, takımı gol yükü anlamında sırtladı.

Tabii bu zamanlar Galatasaray'ın iyi gittiği günler. Podolski'nin yüz ifadesine baktığımda da hırslıydı, arıyordu, istiyordu, mücadele ediyordu. Oyun içerisinde yaşadığı kopukluklara eyvallah, her dakika maçın içinde olan bir isim de olamadı belki ama hırsı, mücadelesi anlatmak istediğim konu. Özellikle ligin ilk yarısında bunu izledik.

Sıkıntı ise takımın kötüye gittiği zamanlardan kaynaklı. Bu kötüye gidişten herkes etkilenebilir, etkilenmemek imkansız ama Podolski aramayı bıraktı, istemiyor, mücadele etmiyor sanki. Ruh hali çöktü, Donk'a gamsız derken Podolski çok daha farklı duygular yaşamaya başladı. En son Elano'da görmüştüm, 2010 Dünya Kupası öncesi vitesi iyice düşürmüştü. Sanki Podolski'yi de Euro 2016 telaşı sardı, vitesi oldukça düşürdü, mevzudan iyice koptu.

Gidecek kalacak konuları da iyice konuşulmaya başladı ki Euro 2016 sonrasında Milli Takım defretini de kapatacağını düşünüyorum ve ABD, Çin tarzı ülkelerde Podolski'yi izlemek mümkün olabilir. Onun adına beklentim bu yönde, Galatasaray'la olan bağ kopuyor gibi..

3 yorum:

  1. Özellikle G.Saray ın ısrarla yaptığı bir yanlış var.Düşüşte olan ancak artık Avrupa da piyasası azalmış,talep görmeyen bir dönemin yıldız futbolcularını çok büyük paralar ödeyerek transfer etmesi ve bunlarla büyük beklentiye girmesi. İşte Podolski de bunlardan biri. Son maçlarında adeta G.Saray ı on kişi oynatıyor.Löw onu neden milli takımına aldı anlamış da değilim. Şu an Almanya da çok sayıda futbol otoritesi Podolski nin Alman milli takımını hak etmediği görüşünde.
    G.Saray yönetimi nin yapacağı en doğru hamle zararın neresinden dönsek kardır mantığıyla Podolski nin bir an önce satılmasıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Löw takıma alıyor ama süre de vermiyor. O da diğer ilginç taraf.

      Sil
  2. Yaşlı yıldıza son şans+ kallavi maaş sadece GS'ın değil FB, BJK hatta TS'un da sıkça başvurduğu yöntem. Birkaç istisna hariç(Sneijder, Hagi, Van Hooijdonk vb) paralar boşa da gidiyor. Ancak ben bunun bir hata değil suistimal olduğunu düşünmüyorum. Kulübün parasını çalarken taraftar gözünde yıldız getiren başkan/yönetici oluyorsunuz. Son 20-30 yıla takım farkı gözetmeksizin bakalım bir tane proje üreten başkan/yönetici aklınıza geliyor mu? Bankadan kredi alalım borcu öteleyelim, önümüzdeki yılların gelirini temlik ederek pahalı transfer yapıp borcu katlayalım. Ayrılırken verdiğimiz tek kuruş varsa misliyle alıp katladığımız borcu bırakıp gidelim. Hürriyet'te yayınlanan Haim Fresco röportajı artık mızrağın çuvala sığmadığının göstergesi. http://www.hurriyet.com.tr/drogba-transferinde-yolsuzluk-iddiasi-40071933

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir