24 Mayıs 2016 Salı

Puel İle Yolların Ayrıldığı Gün Favre Açıklanıyor, Biri Vizyon Mu Dedi..


Vizyon, Claude Puel gibi bir teknik adamla yolların ayrıldığı gün Lucien Favre'yi takımın başına getirebilmektir. Bunu yapan takımın adı da Nice. Yani, plan ve proje > para. İyi bir planın ve projen varsa bu tarz teknik adamları ikna etmen mümkün. Favre'nin tek reddettiği takım Galatasaray değil, Bundesliga'dan da takımları kabul etmedi ya da Marsilya, Lyon gibi takımlar da onun peşindeydi ama Favre proje dedi ve Nice ile anlaştı. 

Üzüldüğüm nokta şu, koskoca Galatasaray'ın planı, programı yok. Yarınını bilmeden şuursuzca saldırıyor, ne yaptığını bilmeden. Favre Galatasaray'ı kabul etmez derken çok büyük bir yere imza atacağından söylemedik bunu, plan ve proje olmamasından kaynaklıydı. Yoksa Nice gibi bir takım hocayı ikna edebiliyor, üstelik Puel gibi yine plan ve proje hocasıyla yolları ayırıp. Koskoca Galatasaray mı ikna edemeyecekti. 

Planın, projen varsa ikna edersin. Maalesef ki Galatasaray potansiyelinin 10'da 1'ini bile kullanamıyor, doğru futbol aklını yaratamıyor ve bu potansiyeli büyütemiyor. Günü yaşıyoruz, sadece bugüne odaklıyız ama yarını düşünen, konuşan kimse yok. Bülent Korkmaz, Ergün Penbe gibi isimler dahi Galatasaray'ın bu yönetimine güvenemedikleri için teklifleri kabul etmiyorlar, elbette Favre vari isimler de kabul etmeyecek. Bugün bir planımız olsa Favre Galatasaray'ı koşa koşa kabul ederdi, benim üzüldüğüm, kendimi paraladığım nokta bu. Mesele para değil, bunu anlamıyoruz.

Favre, Nice'dan sınırsız transfer bütçesi mi aldı ya da büyük bir yıllık ücreti mi olacak? Tabii ki hayır, ne kadar kazanacak bilmiyorum ama taş çatlasın 1.5 milyon avro'yu geçmez. Sen Hamza Hamzaoğlu için yıllık 2 milyon avro gibi bir ücret veriyordun mesela. Ya da Nice büyük mü harcayacak, isimli transferler mi yapacak? Tabii ki hayır. Son derece makul rakamlara doğru isimler getirecekler, daha önce yaptıkları gibi. O isimler parlayacak, satışlarından kaynaklı büyük kazanacaklar. Ama bu yıl Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı zorladılar, yarın bu ligde yerlerini alacaklar. Hedef belli, plan, program hepsi hazır.

2 yorum:

  1. kulüplerin plan ve projeleri var aga. o da şu. yöneticilerin kulüpleri soyup soğana çevirme planları.yıllardan beri değişmeyen istikrarlı şekilde devam eden bir proje bu.

    kulüplerin gerçek sahibi olmadığı sürece kulüpler soyulmaya devam eder.net

    YanıtlaSil
  2. Telegol eski başkan Duygun Yarsuvat'a FB-GS basketbol yarı finalini sordu. Yarsuvat "Ülker FB diye düzeltip bir kaç defa tekrar ettikten sonra ekledi GS Odeobank. Bu arada hiçbir zaman Ülker FB olmadı ayrı. diyelim ki öyle Ülker modern bir salonu bedavaya yapıp üstüne de senede 25 milyon avro para verdi. Sponsorluk bitti ama stada isim hakkı adı altında 100 milyon avro daha geldi. Keşke Odeobank GS olsaydı da Fiba'dan borçlar nedeniyle transfer yasağı gelmeseydi. (Borç listesi Hürriyetten alıntı burada Patric Young – 43.500$

    Carlos Arroyo – 1.150.000$ (Ek olarak oyuncu menajerine 175.000$)

    Erwin Dudley – 107.750$

    Aleks Maric – 100.000$ (Ek olarak oyuncu menajerine 10.000$)

    Malik Hairston – 84.867$ (Ek olarak dava masrafı – 9.833€)

    Jamont Gordon – 513.500$ (Ek olarak dava masrafı – 13.270€)

    Pops Mensah Bonsu – 43.297$ (Ek olarak dava masrafı – 7.990€)

    Pietro Aradori – 218.500$ (Öteki masraflar – 42.780€)

    Engin Atsür – 100.000$ (Ek olarak menajerine 30.000$ ve 37.500€ ve yine 5.150€ dava masrafı)

    Ian Vougioukas – 366.073$ (Ek olarak dava masrafı – 15.000€)

    Milan Macvan – 218.000$ (Öteki masraflar – 36.620 €)
    Elbette bu yasak kalkar ama sürekli ceza almaktan utanmayanlar bir yandan kupa kazanan koçu kovma çabasındayken diğer yandan ismin önü arkası yarışında. Sen sık sık biri vizyon mu dedi diye yazıyorsun ya. yeni bir örneği daha.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir