2 Ekim 2016 Pazar

Lukas Podolski, Mekan Sahibi.. Galatasaray 3-1 Antalyaspor


Riekerink'in oyuncu değişikliklerinde yaşadığı sıkıntı geride olduğumuz maçlarla alakalı değil, daha çok geride olduğumuz maçlarda. Antalyaspor karşısında Hamit Altıntop yerine Nigel De Jong'u, Semih Kaya yerine ise Serdar Aziz'i yazsak belki de son yılların en iyi yedek kulübesi vardı. Geriye düştük, felaket bir ilk yarı geçirdik ama yapılan hamlelerin zamanlaması ve tercihler çok doğruydu. Ayrıca kendimle de ilgili bir eleştiri yapayım, kazanan 11 gayet değişebilirmiş. Yasin Öztekin'in 11 başlaması üzerinden bir forma adaleti vurgusu yapmıştım ama kazanan 11'in de değişebileceğini görmüş oldum.

Antalyaspor iyi çalışmış aslında, Jose Morais iyi bir taktisyen. Galatasaray'ı kitlemenin yolu az çok belliydi, o da Tolga Ciğerci'nin üzerine oynamaktan geçiyor. Öyle de yaptılar, Tolga Ciğerci'yi kitlediler ve Galatasaray'ın tüm pas bağlantısı iptal oldu. Ne Sneijder ne Selçuk İnan, 2. bir sorumluluk alan isim yok ki bu görevi daha çok Sneijder'den beklersiniz ama yapamadı. Bruma kadar vardı Galatasaray, o hücumda etki gösterebildiği kadar varlık gösterdik. Bir diğer sıkıntı da rakip ceza sahası içerisine sadece Eren Derdiyok'un girmesi, 2. bir isim yok. Pas yapamıyorsun, kanatlardan inemiyorsun ve sadece Bruma'nın ayağına bakıyorsun. Felaket bir ilk yarıydı, her anlamda.

4-4-2, bir anlamda Galatasaray'ın fabrika ayarı. 2011-2012 sezonundan başlayan bir hikaye, sonrası malum. Elimizde de 4-4-2'ye yatkın isimler var ama Sneijder'in varlığında imkansız bir düzen. Sneijder kenara geldiğinde Josue değil de Podolski'yi oyuna alarak 4-4-2'ye dönüş ise maçın kırılma anı. Selçuk İnan'ı daha rahatlamış gördük mesela, hücuma daha fazla çıkar oldu, etki etti. 2. bir sorumluluk alan isim ortaya çıktığında da Tolga Ciğerci nefes aldı, o da aynı etkiyi gösterdi derken kanatlara da yayılan bir oyun ve Galatasaray baskısı.

Cavanda'nın 2 kere çizgiye indiği pozisyon var mesela, müthiş atlet, çok hareketli. Hücum oyununda Carole sırıtıyor mesela ama Cavanda büyük katkı verdi. Selçuk İnan'ın frikikten attığı gol bir anlamda geri dönüşü, taraftarla barışması. Yasin Öztekin & Sinan Gümüş değişikliğiyle de Bruma'nın yanına bir isim daha katmış olduk ve kanatlardan müthiş bir baskı uyguladık. Orta anlamında değil tabii, doldur boşalta hiç dönmedik ama içeri kat edilen her pozisyon tehlikeli oldu. Bruma'nın Podolski'ye asisti gibi ya da Sinan Gümüş'ün vurduğu ve kaleciden seken topu da Podolski'nin tamamlaması.

Podolski'nin dönüşü güzel oldu, Podolski nerede diye sorgularken amaç bu. İhtiyacımız var, en kötü hali veya fizik anlamda tam hazır olmadığı maç dahil çok büyük bir gol tehditi. Geçen sezonun da hücum anlamında tek iş yapan adamı belki de, bu sol ayağı arıyoruz. 3-1'den sonra pili bitti mesela, tam hazır olmadığı da topu alıp gümbür gümbür gidememesinden belli ama ince gördüğü yerler var ve gol anında aksiyonun içerisinde olması.

Geri dönüş güzel, havanın bozulmaması adına kazanmak gerekiyordu. İlk yarıda felaket bir futbol, ikinci yarıda ise 4-4-2'ye özlem niteliğinde bir görüntü. Başka planlar da uygulanabilir, 4-2-3-1 olmazsa olmaz diye bir durum da yok.. 41 bin seyirci vardı bugün, bu taraftarın önünde kazanmak gerekiyordu..

1 yorum:

  1. Bruma,eren,tolga,sinan,sightorson,serdar gibi buyuk bir takimda kendini gosterme mucadelesi veren oyuncalara sahip olmasi JOR un en buyuk sansi.Sneijder veya selcuk veya herhangi bir baska futbolcuya bagli olmadan etkili bir takim oyunu kurabilecek mi JOR ? cevabini aradigim tek soru bu ...oynamayan transferleri de hesaba dahil ettiginizde eminim ki her GS linin kafasinda bir aydinlanma oluyordur.insallah JOR maclari kenardan seyretmeyi birakip arkasinda ki tek ve en buyuk guc olan GS taraftarina kulak vermeyi ihmal etmez...Ben edecegini sanmam Antalya macını taraftar kazandı cunku...

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir