4 Şubat 2017 Cumartesi

Başakşehir FK 2-1 Galatasaray, forma adaleti Linnes üzerinden sorgulanmalı


Hakem elbette konuşulacak, ilk golde bariz ofsaytın ve Emre Belözoğlu'nun atılmaması itibariyle. Hakem handikapıyla başlıyorsun zaten maça, yenik durumdasın. Haliyle de hakem konuşulacak, tepki gösterilecek. Blogu takip edenler bilir, pek girmem hakem topuna ama Mete Kalkavan'ın Galatasaray maçlarındaki hallerini mutlaka konuşacağız. 

Tüm bunlara rağmen baş role hakemi yazmayacağım, Bu baş rolü üstlenmek isteyen çok isim var. Cenk Gönen'le başlarız, yenilen golde yaptığı hatayla ama bu bir Galatasaray yedek kaleci geleneği oldu, üzerinde çok durmuyorum. Selçuk İnan'ı yazarım, 2. golde hatası, daha da ötesi katlettiği tempo ile. Semih Kaya & Carole hattını yazarız, tek başına Caiçara işledi orayı. 

Pas futbolu ve çılgın topa sahip olma yüzdesinin Galatasaray'a bir artı sağlamadığını ısrarla yazıyorum ama bazen aksi yorumlar geliyor. "Bu oyun tarzı sabır istiyor, Riekerink felsefe yaratmaya çalışıyor" diyenler var hala. Ben de şunu yazıyorum, Galatasaray'ın bu oyun mantığıyla herhangi bir büyük maçı kazanabileceğini düşünmüyorum. 

Başakşehir'le 2 maç oynadık, 2 maçta da takımın tüm defoları ortaya çıktı. Rakipler istiyor artık, Galatasaray pas yapsın, topa sahip olsun diye. Top rakipte iken Galatasaray savunması yok çünkü, rakipler hızlı geldiği her an etkili ve Başakşehir misali hücum anlamında da kalite yaratan takımlar fazlasıyla rahat.

Muslera ve Sneijder kadar Galatasaray var, bu da diğer gerçek. Sneijder oynadığında da bu takım orta sahadan doğru desteği alamıyordu ama Sneijder tek başına hücumu iyi yönlendiriyordu. Olmayınca olmuyor, aklı yok Galatasaray'ın. Selçuk İnan yok işte, ondan bekliyorsunuz ama yok. Şöyle diyelim, Josue'nin 8 numara hali şu aşamada Selçuk İnan'ın öyle önünde ki. Josue'nin yerini bulduk, 10 numara değil ama 8 numarada oldu, Selçuk İnan sakatlanıp kenara geldikten sonra Galatasaray'ın ivme kazandığını gördük. En azından hareketli olmaya çalışıldı, yetersiz olsa bile. Bu bir çabadır, Selçuk İnan'ın gösteremediği bir çaba.

Linnes'in oynadığı bir 2. yarı izledik, Galatasaray'da forma adaleti Linnes üzerinden sorgulanmalı. Carole yok, Carole diye bir futbolcu kalmadı. İlk yarıda Bruma'yı Carole'nin açıklarını kapatmaya çalışırken izledik, 2-0 gerideydik ve hücum yapmamız gerekirken. Carole'nin açıklarını kapatmak ekstra bir gereklilik oldu, oysa savunmasıyla bildiğimiz bir isimken. Linnes çok daha iyi durumda, hem hücum hem savunma noktasında. Hareket getiriyor, çok daha iyi durumda. Ama yedek, ısrarla her seferinde kenara gelen o. 

Klasik Riekerink maçlarından bir daha, artık forma adaleti üzerinden yorum yapma gereği duyuyorum. Muslera'nın yokluğu, Sneijder'in sakatlığı, hakem faktörü ama fazlasıyla Riekerink. Son 3 sezonun kupa şampiyonuydu bu takım, bence bu turda elenmenin mazereti olmamalı. Yeni bir şey değil, grup maçlarında da görüntü farklı değildi, Başakşehir maçı da o maçların getirisi değil mi zaten?

5 yorum:

  1. cenk gönen değil cenk "gökhan'dan daha iyi" gönen olacak. iki ayağı üstünde durabilen, iki kolu olan, gözleri gören bir insan > cenk gönen. gökhan'ı 1-2 maçla değil cenk'i 25 maç üzerinden değerlendiriyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Aylardır konuşuluyor burada ve her ortamda ancak Einstein e nazire yaparcasına hiç bir şey değişmiyor takımda...Mr.JOR vs değişim, o da ayrı bir ironi ya neyse...Mirasyedi akrabalar gibi dadanmışlar GS ye ben bunu anladım artık, ötesinde ne olup bittiği çokta tın bunlar için...Aslında TFF,BJK ve MBFK nın lobi çevirmesine bile gerek yok, aralarına MHK yı da alıp sabahtan akşama pişti oynasalar yeridir çünkü bu halleriyle ne GS ne FB ne de diğerlerinden hiç bir halt olamaz zaten..Öyle kaotik bir dönem ki şu meşhur big picture a bakınca görülüyor GS da bunun bir parçası işte...Kapıldığımız girdaptan kurtaracak akıl lazım bize, gören olursa haber versin...

    bindik bir alamete
    gideoz kıyamete
    yol dediğin yol gibi
    ulaşmalı bir yere
    biz dön baba dönelim
    geliyoz aynı yere
    bu döngü kısır döngü
    başı varda sonu yok........

    YanıtlaSil
  3. cenk'ten bağımsız, gökhan'ı istemeyen, hakan arıkan'ı istemeyen, eray'ı hiçbir şekilde geliştiremeyen taffarel de sorgulanmalı. tamam şekersin, sempatiksin, henry'nin kafasını kurtardın çok güzel falan da...

    YanıtlaSil
  4. kendi sahasına yerleşmiş bir takıma karşı pas yapılır bunu eleştirmek doğru değil.sorun bu değil zaten.asıl sorun top rakipte iken galatasarayın durmasıdır hafız.galatasarayın pres gücü son 2-3 yıldır yok.biraz daha geriye gidersek olay sneijder drogba burak üçlüsüyle başladı.terim ligtv de açıklama yaptı.burak daha fazla pres yapacak diye.olmadı tabi.

    o günlerden bu yana dirençli bir takım kurulamadı.ama top galatasarayda iken etkin bir kadro vardı ve hedefe götürdü.tabi rakiplerin beceriksizliği musleranın harika işler çıkarmasıda bunda katkı sağladı.

    takım oldukça yaşlandı hafız.vede artık maddi manevi hedefleri bitmiş oyuncular var çoğunlukta.

    operasyon yapılmalıydı.hamza hoca zamanında muslera sayesinde gelen şampiyonluktan sonra.takım gençleşmeli maaşlar düşürülmeliydi.mükemmel zamanlama idi aslında o dönemin haziran ayı.godamanları kar ederek elden çıkarmak mümkündü.yapılmadı.hala yapılmıyor.hala tolgaya serdar azize 2 milyon avro maaş veriliyor(tabi bu verilen paraların nereye gittiğide soru işareti bende)

    maça gelirsek.linnes in 8 numarada denenmesi gerektiğini düşünüyorum.ceza alanına girmeyi seven dripling yapabilen pas kalitesi yüksek bir oyuncu.neden olmasın.

    fazlasıyla rikerink yazmışsın.rikerink sadece bir piyon.doğrusu fazlasıyla sorun galatasaray yönetiminde.rikerink gitsin x gelsin.bu yönetimle değişen bişey olmaz.proje yok.

    bu arada bugün çelsi yi izledim.harika bir takım defansı yapıyorlar.top rakipte iken 5-4-1 dizilişinde.sadece costa en ileride .pedro da hazard da rakip kovalıyor.çoh enteresan.avrupada şu var maaş olayında.yetenek+fizik yüksek maaşın karşılığı bu.hepsi fizikli koşuyor.maaşı belirleyen yetenek.bizde öyle değil.ne peki.

    yetenekliler koşmuyor.yüksek maaş alıyor.yeteneksizler koşuyor düşük maaş alıyor(yeteneklilere göre)

    dünya futbolunda değişen en önemli olaylardan biri bence fizik.geçmişle bugün arasındaki farkı fizikte çok net görüyoruz.eskiden böyle kas torbası oyuncular yoktu.bu hızı artırdı presi yükseltti.gücüde artırdı.eskiden fit olmak demek kilosuz olmakla demekti.kilolular vardı birde.ama şimdi fit olmak demek kas torbası olmak demek oldu.yani ekstra antreman yapman lazım bunun için.bunun tanımınıda c.ronaldo da görüyoruz.bir selçuk inana bak birde nani ye.fizik olarak.

    günümüz futbolunun futbolcular için ağır iş olması ve maaşların yükselmesinin nedenlerinden biride bu.yılın en az 10 ayını kas torbası olarak geçirmek zorundasın.ama türkiyede bu yok.zaten kas torbası olma zamanı geçmiş olanlarda katara çine falan gidiyor.

    bizde futbolcular adeta yarı profesyonel.ekstra çalışma yok.özellikle yerlilerde.yabancılarda bakıyor bunlar kas torbası değil ben niye çalışayım diye düşünüp salıyor kendini.istisnalar hariç.

    onazi nin lensi düşürmek isteyip düşürememesi ve bugün hazardın attığı gol.benzer fizik durumlar.güç +hız+teknik . bunu sağlayan şeyde kas torbası olmaları.ama selçuk inana bakıyorsun dokundu mu faul almak için kendini yere bırakıyor.omuz omuzada zayıf.bunlar yarı profesyonel hafız.ağır iş yapmadığı halde (kilo almamak zor değil ,zor olan kas torbası olmak) yüklü maaşlar alıyorlar.avrupa ile bizdeki fark birazda bundan kaynaklanıyor.adamlar müthiş alan daraltıyorlar hocam.bunu çelsi arsenal maçında birkez daha net gördük.koşmadan olmuyor bu iş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Linnes konusuna katılırım, o özelliği var, oynamışlığı yani. Denenebilir ama düşünülmüyor.

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir