14 Mart 2017 Salı

Igor Tudor: "Benden önce bu takımın nasıl çalıştığını biliyorum"


Igor Tudor'un Bein Sports'a röportajını izledik. Sağ olsunlar Aslan News hesabı da Twitter'da bu röportajı çok güzel bir şekilde bizlere yansıttı. Önemli açıklamalar var, altının çizilmesi gerektiği. Ben keyif aldım, mutlu oldum ve Tudor'a inandığım, destek olduğum için doğru hareket ettiğimi düşünüyorum. Taraftarın da Tudor'a olan desteği beklediğimin üzerinde, bu da çok güzel bir durum. Bazı söylemlerin altını çizmek adına alıntılayacağım, altına birkaç yorum bırakmak adına.

"Selçuk, Sneijder, Podolski ve Yasin gibi kaliteli oyuncular detayları belirler. Selçuk İnan da, fantastik bir gole imza attı."

"Artık; Podolski'de, Sneijder'de, Yasin'de daha fazla savunma yapma isteği görüyorum."

Gelişen en büyük özellik bu, mücadele. Sneijder oyuna girdikten sonra, kendi yarı sahasına kadar rakibini kovaladığı ve kaptığı bir top var. Ya da Podolski özelinde bir ön yargım vardı ama yanıldım, Gençlerbirliği karşısında gördük. Yasin Öztekin desek belki en büyük değişimi yaşayan futbolcu, Selçuk İnan ise Gençlerbirliği maçında en çok top kazanan isimdi. Mücadele gücü gelişiyor, son ana kadar düşmeyen, isyan eden ve galibiyeti arayan bir takım var. Kondisyon yetersiz, bir noktadan sonra hız azalıyor ama bu noktada da kalite ön plana çıkıyor ve sizi skorda önde tutabiliyor. Gelişme kaydeden isimler de burada yazılanlarla sınırlı değil, gelişim çok bariz. Hırsı, açlığı, mücadeleyi görmek Galatasaray'ın geleceği anlamında umut verici.

"Benden önce bu takımın nasıl çalıştığını biliyorum. Şu anda futbolcularıma normal antrenmanlarımın %16-17'sini yaptırıyorum."

Çalışmayan bir Galatasaray vardı. Yıllardır durum böyle, bu sezona özel bir şey de değil. Şu an için eleştirilen bir nokta var mesela, Tudor'un idman metotlarına yönelik. Yaşanan sakatlıklar buna bağlanıyor ki zaten beklediğim bir gelişmeydi, ben şaşırmıyor ve üzülmüyorum. Bana sorarsanız Tudor Ocak ayında gelmeliydi ve Ocak ayı kamp dönemini onunla birlikte görmemiz lazımdı. Bu dönemde getiriyorsanız da bu yaşananları göze almanız gerekiyor. Çalışmayı unutmuş futbolcu da kolay sakatlanıyor ama bu düzen böyle böyle yıkılacak. Tudor'un metodu bence doğru, çalışmayı böyle öğrenecekler. Tudor'u sakatlık üzerinden vuramam, idmana değer veren bir teknik direktör. Son yıllarda çalışan hocalarımızın aksine.

"Benim futbol felsefem çok fazla koşmayı barındırıyor. Hep koşarsınız ama yoğun koşmanız lazım. Bu uzun süreli bir felsefe. Ama oyuncularımın bu felsefeyi anlama hızından çok mutluyum. 120 km koşabilirsiniz ama koşunun kalitesi önemli. Driplingleriniz önemli. Topu kaybettiğimizde hemen kazanmalıyız."

Tempo istiyor Tudor, Karabükspor'da da bunun örneklerini görmüştük. Bu dönemde bunu tam anlamıyla uygulamak imkansız ama bir yerden başladı, bazı günlerde çift idman yaptırması gibi. Yenilgilerden sonra bile 3 gün izin yapan takımdan, haftanın 1-2 günü çift idman yapan takıma. Zaman istiyor, sabretmek gerekiyor. Galatasaray'ın koşu istatistiğinin de yükseldiğini son maçlarda görüyoruz zaten, ortalamanın üzerine çıktık, mücadele gücü yükseldi, presin kalitesi arttı. Ön alan baskısı görür olduk, bunları uzun zamandır hasrettik. Tam anlamıyla yapabiliyor muyuz elbette hayır, eksiğimiz çok mu evet ama zaman gerekiyor, Galatasaray'ın tempo ve hız kazandığını söyleyebilirim.

"Oyuncularım pas atıp durmaya alışmış. Fakat ben pas attıktan sonra koşmalarını istiyorum. Sürekli koşmalılar, sürekli."

Bana sorarsanız röportajın en can alan bölümü, blogu okuyanlar da bu konu üzerinde sıklıkla durduğumu hatırlar. Riekerink'in oyun felsefesi şuydu, topa sahip olan ve pas yapan bir takım. Pas rekorları kırdık, yüzde 60'larda dolanan bir topla oynama yüzdesi ama hücum noktasında son derece kısır, organizasyondan uzak ve Bruma gibi bireysel yeteneklerin ayağına bakan bir takım. Hücum organizasyonu beraberinde gelmedikçe ya da topsuz oyunda var olmadıkça bu pas istatistikleri çok anlamsız. Galatasaray temposuz ve mücadele gücünden uzaktı, Tudor'un aşmak istediği mesele de bu. Yine pas yapıyoruz, topla oynama noktasında iyi noktadayız ama da hızlıyız, topsuz oyunda gelişme gösterdik ve bu da takım savunmasına artı sağladı. Takım savunmasında tek sorun duran toplardan yenen goller değildi, topsuz oyunda olmamanın etkisi daha büyüktü. Yukarıda da dediğim gibi, bu tempo zamanla oturacak, mevcut kadroya bunu tam anlamıyla (bu dönemde) yaptırabilmek imkansız.

"Aç oyuncular istiyorum. Geçmişte kazandıkları başarıların önemli olması. Daha fazla kazanmak istesinler. Limitleri olmasın."

Uzun zamandır aynı temel üzerinde yürüyoruz aslında, gençleşmek gerektiğini hep yazdık. Yaşlı ve doymuş bir takım var, bu da önemli bir sorun. Yakın geçmişte kazanılan önemli başarılar var ama o dönemin açlığı, hırsı, mücadelesi yoktu. Kulübe önemli, o enerjiyi oyunculara yansıtabilmek. Enerji olayına da çok takmışımdır, Tudor'un enerjisi bu heyecanı bizlere ya da bana diyeyim yansıtıyor. Bunun yolu gençleşmekten ve yenilenmekten geçecek, bu yaz dönemi çok önemli.

5 yorum:

  1. Burak Bey Uğur Meleke'nin bir yazısı vardı belki görmüşsünüzdür, diyor ki; Karabükspor'da 30 üstü yaş grubunu(isimleri ve yaşlarını saymış) bile 120 km koşturan bir hoca Galatasarayı şimdiden 115 km seviyesine çıkardı. Bence başarılı olacak ama zaman tanımak lazım demişti heralde çok doğru bir söylem bence. Sizin görüşlerinize de katılıyorum ve önem veriyorum. Kolay gelsin...

    YanıtlaSil
  2. hafız o değilde az önce maalesef jorge sampaoli faciası yaşandı.o nasıl ilk 11 o nasıl sahaya diziliş aga.sampaoli tam bi akıl tutulması yaşadı lestır deplasmanında.

    takımın en etkili silahlarından bir mariano yedek.sezon başında sanabria vitolo sol kanadı harika işlerken bu ikiliyi sağ kanatta gördük.inanılır gibi değil.sarı kartla oynayan ve etkisiz nasri yi oyundan çıkarmaması da garip.sezon başında nzonzi ile tek ön libero oynarken şimdi yanına iborra yı koyması pas trafiğini aksattı.

    bide sampaolinin sürekli ilk 11 değiştirmeside ilginç.genelde ideal 11 ini bulup aynı 11 ile oynayan teknik adamlar başarılı oluyor.misal contenin çelsisinin ilk 11 ni sayabiliriz.

    kısaca sampaoli bu akşam hayal kırıklığı yarattı .penaltıyı bile nzonzi nin atması tuzu biberi oldu sonucun.sevilla sanki osasuna maçı oynarmış gibi idi.rahat pres yok hızlı oynama yok.anlaşılır gibi değil.

    bence nasri yi transfer etmeleri franco vazquez i olumsuz etkiledi.bu kritik maçta bu kadar lakayt oyuncu olması ilginç.arıza aga.sanırım milli takımdan boşuna kesilmemiş.

    YanıtlaSil
  3. Riekerinkin takımının hücumda son derece kısır ve organizasyondan uzak olduğunu yazmışsınız, sadece maç ozetlerini ve atılan golleri izleyin, galatasarayin ne kadar organize ataklar geliştirdiğini ve Bruma nin birebirlerinin takım organizasyonunun bir parçası olduğunu anlayabilirsiniz.. mesela tudorlu galatasarayin hücum organizasyonları nasıl sizce?? Galatasarayin tudorun sistemine bu kadar çabuk adapte olması ve özellikle hücumda kısırlık çekmemesi, tamamen riekerinkin döneminde kazanılan pas ve koşu ezberleri sayesinde, brumanin kanattan içeri driplingleri sonrası santrafor ve 10 numara ile yapılan hızlı paslasmalar, ters kanat oyuncunun merkeze koşuları vb.. Riekerinkin son maçı olan kayseri maçının son 20 dakikasında oynattığı 3-4-3 u hatırlayın mesela, bruma-poldi-eren ileri üçlüsü, kanatlarda linnes ve sinan, ortada tolga-josue, geri üçlüde hakan-dejong-semih.. takım maç içinde bu değişikliğe cok iyi yanıt vermiş, son 20 dk da 5 net pozisyon bulmuş(bunlardan biri gol, biri verilmeyen gol, biri erenin son dk.da kacirdigi cok net pozisyon, bir %100 penaltı, bir de poldi nin kaçırdığı pozisyon, hepsi de hazırlanış bakimindan resital niteliğinde) ve kalesinde pozisyon vermemişti (bu hafta bjk ile maçlarını izleyenler karsilastirabilir).. Neyse, takım iyi yolda, tudor beklendiği gibi başarılı, ama Riekerinkin galatasaratinin üzerine geldiği için cok şanslı, söz gelimi geçen sene hamzaoglunun takımının başına gelmiş olsaydı, ne ilk maçında 118 km kosabilirdi, ne de sistem değişikliğine böyle adapte olabilirdi.. Evet, takım artik pres yapıyor, kaptırdığı topları belki daha hızlı geri kazanıyor, topsuz koşulara önem veriyor, ama bunun sebebi riekerinkin takımı çalistirmamasi değil, tudorun röportajında belirttiği gibi, Riekerinkin farklı bir oyun sisteminin olması..

    YanıtlaSil
  4. Tercüme hatası olmuş olabilir. Kendisi gibi kaliteli bir adam kendisinde önce gelen bir kişiyi eleştirmek gibi ucuz numaraya girmez.
    Ayrıca kendisi hücum organizasyonları cümlesini koşu diye tercüme ediyorlar yoksa böyle konuşmaz.

    Hayır değilse umarım seneye Avrupaya gidemeyiz. Yoksa Tromso faciaları, Hamza hocalı şampiyonlar ligi performansını arayacak gibiyiz

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir