18 Mayıs 2017 Perşembe

Seyreyle maziyi #30; Hatırlayınca mutlu olduğumuz isimlerden biri de Fleurquin


Benim adıma 2001 - 2002 sezonunun kıymeti büyük, o sezon Lucescu başka bir şey yaptı çünkü. Bu yazı dizisinde sıklıkla o sezon içinden hatıraları yazıyorum, Fleurquin de onlardan biri. O sezonun en kıymetli parçalarından biri, hatta o sezonu hatırladığımızda ilk akla gelecek iki yabancı var. Fleurquin ve Perez. Az paraya büyük işler yapmanın, futbolda mücadelenin ne anlama geldiğinin en güzel kanıtları.

Küçülen bir Galatasaray. Uefa kadrosu hemen hemen dağılmış, maddi anlamda zorluklar yaşayan, sezon başında yaşadığı kongre süreciyle de kaos içinde. Mecburen sıfırlandık ama Galatasaray markasını da tepe noktada tutmayı başardık. Bu Lucescu'nun imzasıdır, bana sorarsanız izlediğim en özel sezonlardan biri, Lucescu dahi bu cevabı verebilir. Ligde kazanılan şampiyonlukta değilim, Şampiyonlar Ligi'nde yaptıklarımız. Çıta düşmedi yani, eğer Lucescu kalmaya devam etseydi de çok büyük ihtimalle hanedanlık olurduk.

Transferleri kim yapıyordu bilmiyorum. Lucescu'nun imzası olan işler de vardı ama menajer kaynaklı iş de çok, Fleurquin'in de onlardan biri olduğunu düşünüyorum. Markus Schopp'u istiyorduk Sturm Graz'dan ama Fleurquin'i kiralamıştık. Bir önceki sezon Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray'a karşı oynamıştı ama göz önünde olan bir futbolcu değildi. Ama o dönem öyle noktadaydık ki kimse bu durumu sorgulayamıyordu. Transferin de son günlerine doğru geldi diye hatırlıyorum.

Zaten transferin temeli kiralık isimlerdi ki bana göre doğru hareketti. Bugün dahi düşünmeliyiz bu tarzı, maddi anlamda sorun yaşıyorsanız en önemli geçici çözümlerden biri. Fleurquin, Perez, Gustavo Victoria Mendez (bonservisi Ocak ayında alındı), Sergen Yalçın gibi isimler hep kiralandı ve hepsinden katkı almayı başardık. Hatta Fleurquin ve Perez gibi isimler sadece 1 sezon Galatasaray formasını giymesine rağmen unutulmayan futbolcular oldular. Bugün mücadele dediğimizde Fleurquin'i hatırlamayan yok, en iyi sağ bekler dediğimizde de Perez'i saymayan.

Fleurquin'i tekrar Florya'da görmek hoşuma gitti, uzun zamandır izini kaybettiğim bir futbolcuydu. Onunla alakalı şöyle bir bilgi de var, ailesi milyoner derecesinde zengin olmasına rağmen o futbolunun peşinden koştu. Çok iddialı bir isim olamadı, 11 kez Uruguay Milli Takım formasını giyebildi, kariyerinde zirve sezonunu Galatasaray'da yaşadı ama iz bıraktı işte, hatırlayınca mutlu olduğumuz isimlerden biri oldu.

40'ına kadar da futbol oynadı, ısrar etti. Fleurquin dediğimizde iki Beşiktaş maçını sayarız, ligde attığı 2 golü de onlara hattı, hatta Ali Sami Yen'de 1-0 kazandığımız maçta attığı gol bir anlamda şampiyonluğun kırılma anıydı. Nou Camp'ta Barcelona'ya attığı gol de unutulmayacak elbette, bu tarz maçların sürpriz golcüsüydü. Oyun tarzı neydi dersek, regista işte. Defansif orta saha oynardı ama geriden oyunu kurar, teknik özelliği yüksek bir isimdi. Jose Rodriguez atanamamış Fleurquin mesela, kendisinden beklediğim katkı o yöndeydi. Fiziksel özelliği noktasında da çok benzemesine rağmen Fleurquin vari bir katkının yakınından geçemedi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir