24 Kasım 2017 Cuma

Tudor bu isim olabilir mi? Bazı açılardan pozitif, bazı açılardan negatif

Sinan Yılmaz'la futbol konuşmak büyük keyif. Extensor günlerinden bu yana her yazdığını özenle takip ederim ve en sevdiğim blogger'lardandı. Blogger günleri eskide kaldı, profesyonel hayatın içindeyiz ve o da bu mecrada devam etmekte. Neyse, Tudor merkezli bir Galatasaray sohbeti yaptık. Tudor'un geleceğini tartışıyoruz, dün iyi giden ama bugün sendeleyen bir süreç var..


Tudor'un geleceğini tartıştığımız günlerdeyiz. Bu sezona büyük bir krediyle başlamamıştı, bir de buna Östersunds maçlarını ekleyelim. Devamında değişen kadro, iyi oynayan ve lige müthiş başlayan bir Galatasaray. Tudor o algıyı kırdı derken bugün yine bir kötü gidişat var ve kovulmanın eşiğinde olduğunu düşünüyorum. Sorum şu, iyi anlamda başardığı neydi ve o gidişatın ardından bu kötü tablo içine nasıl düştük?

Sinan Yılmaz: Tudor’un bu kadar düşük bir krediyle sezona başlaması geçen sezon 20. haftada kendisine tamamen tezat bir kadroyu eline vermeleri yüzünden. Galatasaray yönetiminin klasik plansızlıkları nedeniyle o günkü kadro Tudor’a zamansız verildi ve sezon sonuna kadar da genç teknik adamın kredisini tüketmesini sağladılar. Sağlıklı bir büyük takımın yönetimi. Riekerink ile sezon sonuna kadar devam eder. Mayıs sonunda Tudor ile anlaşırdı ama Galatasaray yönetiminde bu kalite yok. Galatasaray başarısızlığa da sabretmeyi bilmesi gereken basiretli bir kulüp olmalı, böyle bir tarihe sahip ama Gençlerbirliği gibi yönetiliyor.

Bu sezona iyi başlanmasında ise Östersunds’a erken elenmenin ve sezonun ilk haftalarındaki fikstür avantajının büyük katkısı var. Yönetim yine büyük bir hata ile transferleri çok geç bitirdi. Kadro ancak Ağustos’ta oluşturuldu ancak şansa ilk 3 hafta lige yeni çıkmış veya hiç hazır olmayan takımlarla karşılaştı Galatasaray ve bu maçlar bir nevi hazırlık maçı görevi gördü. Sonra da takım toparlandı zaten. Sanırım ilk 5 hafta daha güçlü takımlarla maçlar oynansa bugün Galatasaray’ın başında başka bir teknik adam olacaktı ve şimdi onun kalıp – kalmaması gerektiğini konuşacaktık. Şaka gibi ama bu kadar rezil bir durum gerçekten.

4-1-4-1 oynayan ama maç içinde Fernando'nun stoperlerin arasına girmesiyle 3'lü savunma düzenine de geçebilen bir Galatasaray vardı. Sonrasında değişti bu düzen, geriden çıkmakta zorlanıyoruz diyerek Badou Ndiaye biraz daha geri çekildi. Bu da eleştiriliyor mesela, Badou Ndiaye'nin rakip kaleye daha yakın oynaması gerektiğini düşünenlerdenim. Sen bu konuda ne düşünüyorsun ve bu formasyonun değişmesindeki nedenler ne olabilir?

Sinan Yılmaz: Öncelikle 4-3-2-1 oynandığını düşünüyorum. Sadece Antalyaspor maçında 4-1-4-1 gibiydi. Galatasaray bu haftaya kadar ligin açık farkla en iyi savunma yapan takımıydı. Denayer son haftalarda daha çok süre alınca bu güç azaldı ama özellikle Galatasaray kendi yarı sahasında rakiplere 3 saniye topa basma izni bile vermeyen kendi 2. bölgesinde müthiş alan kapatan bir takım. Bu da Badou Ndiaye sayesinde. Badou Ndiaye ligin en çok top kapma hamlesi yapan (pres) orta saha oyuncusu. 2. Sırada da Fernando var. Bak bu da Tudor’un başarısı. Ligin en çok pres yapan iki orta saha oyuncusu senin oyuncularınsa bu da senin başarın. Çünkü Ndiaye hadi pres odaklı çabuk bir adam ama Fernando daha pozisyon tutan oyuncu olmasına rağmen onu da bu preste bu kadar etkili kullanabilmek önemli iş. Uzun lafın kısası Galatasaray mükemmele yakın 2. bölge presi yapıyor. Rakiplere oyun organizasyon şansı tanımıyor ve bunda da en önemli etken Ndiaye’nin rolü. Ndiaye enerjisini hücumda topsuz gol koşularıyla da kullanabilir ama onu Tolga yapıyor. Ndiaye’nin görevi de enerjiyi mükemmel savunma yapmak için kullanmak. Tolga çok koşar ama Ndiaye kadar sert pres yapan, onun kadar agresif bir adam değil yani Tolga’nın yaptığını Ndiaye’ye yaptırabilirsin ama Ndiaye’nin yaptığını başkasına yaptıramazsın bu kadroda. O yüzden bence Galatasaray’ın en değerli oyuncusu Ndiaye. En çok parayı o eder bu takımda.

Büyük ya da rakip olarak görünen takımlara karşı değişen düzenleri izliyoruz. Bu tarz maçlarda Tudor'un planları değişiyor ve hepsinde de istediği sonucu alamayan bir Galatasaray var. Tudor'u bu anlamda nasıl değerlendirirsin ve bu tarz hamlelerin gerekliliği var mı sence? Galatasaray iyi olduğu, bildiği düzende devam ediyor olsa çok daha iyi olmaz mıydı?

Sinan Yılmaz: Muhtemelen olurdu ama şanssızlık da var. Fenerbahçe maçında 3’lü düzende çok iyi başlanmıştı ama Serdar’ın sakatlığı mesela kötü etkiledi. Tudor büyük maçları almak adına becerili bir teknik adam değil. Özellikle oyun içi hamlelerle maçın düzenine olumlu etki ettiğini pek göremiyoruz ama genç bir teknik adam. 96-98 arası genç Fatih Terim’in de derbilerde başarısız olduğunu hatta Fenerbahçe’den 4 yediğini ama sonra öğrenebildiğini görüyoruz. İnsan öğrenebilen bir varlık tecrübe bu yüzden çok önemli. Bu bir tercih Burak, ya tecrübeli ama bıkmış hocaları getireceksin. Advocaat, Denizli, Rijkaard gibi. Ya da genç, aç ama tecrübesizleri getirip sabredeceksin. Hem aç, hem de taktik ustalarını Nagelsmann’ları zaten kapıyorlar. O yüzden futbolcu yetiştirir gibi hoca da yetiştirmen gerek. Tudor bu isim olabilir mi? Bazı açılardan pozitif, bazı açılardan negatif. Sabredeceksin, sabretmeden olmaz.

Önümüzde bir Beşiktaş maçı olacak, çoğu Galatasaraylının da bu maçtan yana umutlu olduğunu düşünmüyorum. Beşiktaş karşısına nasıl çıkar sence, kendi düşüncelerinden ödün mü verir yoksa yine rakibe göre kurgulanarak, kafasında oluşturduğu maç planını mı uygular? Ya da değiştiriyorum, sen Tudor'un yerinde olsan nasıl hareket edersin?

Sinan Yılmaz: Beşiktaş çok geniş alanda oynayabilen bir takım. Pep hücumda geniş alanda oynayabilmenin önemine dair konuşuyor hep. Şenol Güneş de bunu çok iyi başarıyor. Bence BJK’ı şaşırtacak. Üçlü bir savunma yapmak gerek. Quaresma’nın karşısına Linnes – Lato koymak yerine 3’lü savunma 4’lü orta saha sola Garry, sağa Mariano ve merkeze de Fernando – Ndiaye önlerine Belhanda – Tolga ve uca da Gomis yapardım ben olsam.


Belhanda konusunda ne düşündüğünü merak ediyorum. Maalesef Sneijder'li dönemden kopamayan çok fazla taraftar var. Bir futbolcu 10 numarayı sırtına geçirdiğinde farklı beklentiler içine giriliyor. Belhanda da kendini ifade etmişti, artık 8 numara gibi oynamaya başladığını söyledi. Eminim ki o evrildiği pozisyon düşünülerek transfer edildi ve Tudor da o yönde değerlendiriyor. Sen Belhanda'nın şu ana kadar ki performansı için ne söylersin?

Sinan Yılmaz: Doğru söylüyorsun. Belhanda 8 numara oynuyor ve bir 8 ile 10’u kıyaslamak saçma oluyor. Belhanda’yı gayet beğeniyorum ben. En beğendiğim yönü de çok hareketli olması ve daha bunu bir kişinin övdüğünü görmedim. Çok komik insanlar Tolga’nın bu kadar çok alan bulup bu kadar çok gol atmasında ana etkenin Belhanda olduğunu görememesi şaşırtıcı. Belhanda o kadar çok alan açıp hareket ediyor ki rakipler kümelenemiyor merkezde. Aynı Tolga geçen yıl da elindeydi. Önünde sabit Sneijder, solda sabit Bruma, sağda sabit Podolski varken çocuk neden gol koşusu yapamıyordu? Çünkü statikler, markajdan hiç çıkamıyorlar ve alan açılmıyor. Pası koşu yollarına değil sadece ayaklarına istiyorlar sonuçta Galatasaray hareket edemeyen, kolay marke edilen, tahmin edilen bir takıma dönüyordu. Bu üçlünün arkasında merkezden veya beklerden hücuma katılım kısıtlanıyordu. Belhanda ise çok hareketli olduğu için çok alan açıyor. Tabi 4. yıldıza kadar olan Sneijder ile Belhanda kıyaslanmaz. Sneijder 4. yıldıza kadar dünya yıldızıydı. 4. yıldızdan sonra ise profesyonelliğini kaybetti. Sürekli sakatlandı, sakatlıklardan kilolu döndü ve seviyesini düşürdü. Ölüsü 15 asist yapacak kadar kaliteliydi ama onun ölüsü, Podolski’nin ölüsü, Bruma’nın şahsiliği derken Galatasaray hücumu ölüyordu sonra zombi gibi hücum eden uyuşuk bir takım oluyordu.

Serdar Aziz'in hakkının yeterince verilmediğini düşünenlerdenim. Denayer'in transferini istemiştim ama Serdar Aziz'i onun önünde gördüğümü de yazdım. Denayer'i alternatif olarak düşündüm, oysa son maçlarda Denayer'in daha fazla forma şansı bulduğunu gördük. Bunda sakatlık, cezalı duruma düşme gibi etmenler de var. Denayer'in şu ana kadar hayal kırıklığı yarattığını düşünüyorum, geçen yıllar maalesef kendini ileri atmadı. Hem Serdar Aziz için düşünceni merak ediyorum, hem de Denayer'in geleceği sence nasıl şekillenecek?

Sinan Yılmaz: Serdar ve Denayer için geçmişte çok yazdım. Kendimi tekrar etmek istemiyorum. Denayer stoper pozisyonu için çok dağınık, mental olarak çok geride bir oyuncu. Konsantrasyonu, markajı ve pozisyon alması kötü. Hatırlarsan Denayer hakkında 2 yıl önce stoper olamayacağı, bek olması gerektiği konusunda tartışıyorduk. Bunlar tabi zamanla öğrenilebilecek şeyler henüz 22 yaşında bir stoperin tecrübeli bir stoper gibi pozisyon almasını beklemek doğru değil ama üstüne Denayer agresif de değil. O fiziksel avantajına, çabukluk ve atletizmine rağmen hiç temaslı oynamadığı için birebirlerde de etkisiz kalıyor. Çok basit iki örnek. Serdar’ın Kone’yi markajını hatırla, Denayer’in Adebayor’u markajına bak. Serdar Kone’yi dövdü. Faul yaptı, erken bastı, kart gördü falan ama adamı 18 içine sokmadı. Ceza sahasına yakın yerde top aldırmadı. Gerekirse kafasını yarıyor ama göz açtırmıyor. Konsantrasyonu ve pozisyon bilgisi Denayer’in çok önünde. Hatta bence Maicon’dan da iyi pozisyon alıyor ama şu sakatlık belası nedeniyle potansiyeline kavuşamadı. 

Serdar devamlı oynadığında üst düzey bir stoper. Türkiye’yi EURO 2016’ya götüren 2. Numaralı oyuncu Serdar’dır. Arda ile ikisi son 6-7 maçta o kadar etkili oynadılar ki biliyorsun o dönemi mucizevi bir çıkışla katılmıştık. O çıkışta aslan payı Arda ve Serdar’ındı. Serdar’dan önce her milli maçta savunmada sıkıntı yaşanıyordu. Serdar’dan sonra ise savunma sorunu çözülmüştü. Tabi Türk olduğu için adı da Serdar olduğu için bunlar pek görülmüyor. Linnes gibi Molde’den gelse adı da Serdarsson olsa şimdi sosyal medyada gençlerin profil fotoğrafı Serdar olacaktı.


Galatasaray'da oynamanın farklı şeyler gerektirdiğini bilerek yazıyorum. Osmanlıspor'da 10 numara gibi ve daha özgür olarak oynayan bir Badou Ndiaye vardı. Galatasaray'da beklentiler farklı, transfer edilirken 8 numara düşünüldü. Imbula isteniyordu, savunması ve temposu yanında teknik özellikleri de yüksek bir isim. Badou Ndiaye de ona yakın bir futbolcu, hatta bitiriciliği çok daha iyi. Tudor onu daha defansif aksiyon içinde kullanıyor ve geri çekti. Bence 6 numara gibi, özellikle Fernando stoperlerin arasına girdiğinde. Bunun da 10 liralık malzemeden 5 liralık katkı olduğunu düşünüyorum. Sen bu konuda ne düşünürsün, Badou Ndiaye'nin oynaması ve iyi olduğu yer neresi?

Sinan Yılmaz: Bence Badou Ndiaye çok iyi oynuyor. Onu yazın transfer etmeyen West Ham’ın da çok pişman olduğunu düşünüyorum. Premier Lig takımı olsam onu transfer etmek için hiç çekinmezdim. Yukarıda dediğim gibi Galatasaray’ın Denayer’e kadar çok iyi savunma yapmasını sağlayan bir numaralı oyuncuydu. Fakat Denayer hava toplarını Başakşehir hücumcularına servis olarak indirdiği için Ndiaye de bir şey yapamadı son maçta.

Son sorum. Tudor'la devam edildiğinden yola çıkarak yazıyorum. Bu takımın Ocak ayında transfer konusunda nasıl bir aksiyon alması gerekiyor?

Sinan Yılmaz: 3’lü sistemde en büyük sorun solak bir stoperin olmaması. Bunun için Carole geri çağırılabilir. Asamoah transferi tabi sol taraf için büyük fark yaratacak ve gerçekten çok gerekli. Latovlevici yazın kamp yememesine rağmen bu nedenle oynuyor. Tek solak oyuncu ve hücumu genişletmeyi gerçekten iyi biliyor. Geçen maç en kötü oyunlarından biri ama en az 10 kere hücumda kendisini kanatta boşa çıkarttı. Hücumda çok iyi pas opsiyonu oluyor ve yedek olarak takımda tutulmalı bence 2. Yarıda Feghouli ile ikisi çok daha iyi olacaktır kondisyonlarını toparlayınca. Bence sol açık veya Arda falan lazım değil. Solak stoper lazım para yoksa Carole geri çağırılabilir ve sola Asamoah alınsın yeter. Tabi hücumda da 2. forvet olabilen bir oyuncu gerekli ama o isim zaten Feghouli. Yaz kampı geçirmediği için Feghouli’nin % 60’ını görebildik şimdiye kadar. 2. Yarı onun katılımı ile bu eksik giderilebilir diye düşünüyorum. Tolga ve Gomis’e yardımcı bir skorer şart.

8 yorum:

  1. Çok güzel bir röportaj olmuş ağzınıza sağlık. Sinan yılmaz benimde extensor zamanlarından takip ettiğim bir bloggerdı. Hatta Hagi konulu blogu efsanedir!

    YanıtlaSil
  2. sinan yılmaz'ı çok eskiden beri okurum ben de. "ben bu ülkede futbolu en iyi bilen adamım" dese "hadi oradan" demem o derece beğenirim yorumlarını. aşırı hamzacı olması hariç (hamza'nın kovulması bence büyük hataydı da oralara girmeyelim şimdi)
    teşekkürler röportaj için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi tarzı olan bir adam işte, ben de bayılırım :)

      Sil
  3. Tebrikler.Çok güzel bir yazıydı.

    YanıtlaSil
  4. Harika gazetelerde bulamazsın böyle ince ve net analizi sormayı bilen ve cevap verebilen bir araya daha sık gelsin isterim elinize sağlık arkadaşlar

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir